Modern sosyolojinin kurucularindan biri sayilan ve sosyolojik yöntemi yetkinlestiren Max Weberin iktisatci, hukukcu ve tarihci yönü zaman zaman göz ardi edilmis, görüsleri idealist diye yaftalanip genellikle Karl Marxin fikirlerinin karsisina konmustur. Kimilerince Antikcagin toplumsal ve iktisadi gelisimi hakkinda bugüne dek yazilmis en özgün ve derinlikli calismalardan biri olarak görülen elinizdeki kitap, bir bakima Weberin iste bu gibi önyargilara bir itirazidir. Weber, uzun süre boyunca görmezden gelinmis, degeri sonralari anlasilmis bu calismasinda sosyoloji, iktisat ve hukuk bilgisiyle donanmis bir tarihci gözüyle 3000 yillik bir tarih boyunca siyasi ve entelektüel gelismeleri sekillendiren kurumsal cercevenin izini sürüyor. Antikcagin Misir, Roma, Mezopotamya ve Ege uygarliklarinin iktisadi ve sinifsal iliskilerini somut,