tadinda bir okuma vadediyor. Berlin, tam da yilbasi arifesinde, sanki binlerce melek etrafa süt döküyormuscasina karlarla kaplaniyor. Riko, yeni dogacak kardesinin heyecaniyla yanip tutusurken, kafasinin icindeki toplar olanca hiziyla dönmeye devam ediyor. Oskar, Rikonun Türk asilli yeni arkadasi Nuri ve onun etrafindaki derin yetenekli diger cocuklarla tanistigina önceleri mutlu olsa da, ortadan kaybolan kar küresi yüzünden bir süre sonra icini garip bir huzursuzluk kapliyor. Ve apartmandaki dogum süreci cigirindan cikinca, bebek sesleriyle gelen yeni yil ruhu, iki kafadarin icinde yatan gizli kahramanlari bir bir aciga cikariyor.. Yarattigi edebiyat evreninde, her firsatta ötekilestirilmis, dislanmis karakterlere hayat vermesiyle taninan Steinhöfelin yüz binlerce kitapseveri etkisi altina alan Riko ve Oskar serisi, sürükleyici hikayesinin yani sira, önemli toplumsal konulara da deginerek cocuklarin yasadiklari cagin gerekliliklerine uyum saglamalarina önayak oluyor. Peter Schössowun incelikli resimleriyle renk kattigi Riko, Oskar ve Gökteki Cennet, her satiri duyarlilikla örülü metninin satir aralarinda, önyargili yaklasmanin zararlarini, uzatilan yardim elinin faydalarini ve gercek dostlugun engel tanimadiginin altini ciziyor. Insan bir seyi severse, her gün cabucak ona geri dönmek ister... Bu öyküde cok güzel bir mesaj daha var. Bazen tek umudunuz sizi seven, sizi sevdigi icin pes etmeyecek olan o tek kisidir. Böyle tek kisisi olanlar ister üstün zekali ister yavas zekali olsunlar, cok ama cok sansli kisilerdir. - Ayfer Gürdal Ünal, Dünya Kitap