Mozartin yetistigi saray müzigi geleneginde, müzisyenler en fazla bir tür zanaatkar gibi görüldügünden, onlardan tek beklenen saray halkini eglendirmekti. Bu nedenle de, bugün bir dahi olarak görülen Mozart kisa yasami boyunca sürekli bir is edinmek icin kosturmustu ve bulabildigi tek is de Salzburgda kücük bir sarayda orgculuk olmustu. Eliasa göre Mozart basarisiz olmustu, cünkü buna hazir olmayan bir toplumda bagimsizliginin pesinde kosuyordu. Viyana aristokrasisinin sirt cevirmesiyle issiz ve borc bataginda yasamak zorunda kaldi. En cok istedigi eserlerini besteleyemedi ve anlamsiz bir hayat yasadigina inanarak öldü. Mozart, bireysel yaraticilik ile bunu denetim altina almaya calisan toplumsal begeninin karsi karsiya kalmasinin trajik sonuclarini gözler önüne seriyor.